Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!
Ekonomi ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, emeğin ucuzlatılması ve sermayeye düşük faizle kredi yağdırılması, iç pazarın bu yolla hareketli tutulması anlamına da gelen “yeni ekonomi politikası” dedikleri şeyi “Bu çerçevede enflasyonla mücadelede üretim kapasitesini azaltmadan ve istihdam kayıplarına yol açmadan kalıcı fiyat istikrarını tesis etmeye yönelik politikaları tercih ettik. Diğer ülkeler gibi faizleri artırsaydık, büyümemiz duracak, istihdam kayıpları yaşanacaktı” sözleriyle özetlemişti. Enflasyonu istihdamın korunması pahasına tercih ettiklerini, bunun da işçi ve emekçilere zehrin şerbet diye içirilmesi ve “işin var ya şükret olarak” pazarladıkları, kendilerine bağlı bir ağ gibi yayılan KOBİ ve çevresel bağlantılarını (doğal olarak toplumsal gücünü) korumayı esas alan bir faiz politikası izlediklerini itiraf etmişti bu sözleriyle Nebati.
Sözkonusu politikanın bir yere kadar sürdürülebilir olduğunu, bir süre sonra daha ağır sonuçlarla karşısına çıkacağını ve son noktada IMF kapılarının çalınacağını ise kendileri de dahil herkes biliyor. Nitekim tıkanma kitlesel işçi kıyımlarının gündeme gelmesiyle şimdi daha net görülüyor. Ama son derece siyasal anlamlar taşıyan ve iktidarın bekasında kritik önem ifade eden seçimlere kadar devam etmekte kararlı görünüyorlar.
Fakat daha şimdiden burjuva klikler arasında ciddi çatlaklar, homurdamalar da yarattı bu gidişat. Sanayi ve ticaret odalarındaki seçimlerin alabildiğine politize olması, TÜSİAD’ın ardı ardına yaptığı açıklamalar bunlardan sadece bazıları.
Son olarak buna Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe’nin, kurun enflasyon oranında yükseltilmesi çağrısı eklendi. Rekabetçiliği koruyabilmek için girdi maliyetlerini kontrol altına almak gerektiğini kaydeden Gültepe, “Enflasyon dikkate alındığında kurun bu seviyelerde olmaması gerekiyor. Kurun enflasyon oranında artması gerekiyor. Kurun üreticilere destek çıkması gerekiyor” dedi.
İktidarın dümeninde oturan AKP, burjuva klikler arasında uzun yıllar denge kurmayı esas aldı. Fakat son noktada özellikle sıcak para kaynaklarının sınırlanması ve dünyadaki dengelerde savaş-pandemi ve diğer faktörlerin etkisiyle yaşanan altüst oluşlar bunu sağlamasını güçleştirdiği gibi, politik tercihlerini de netleştirdi. Artık onun için esas mesele ne olursa olsun beka manası yüklediği seçimler sürecini dengeleyecek bir ekonomi siyaseti izlemektir. Sonrasında yaşanacak büyük yıkımları öngöre öngöre bu yoldaki ısrarını sürdürüyor.
Karşısında anlamlı bir sınıf mücadelesi, toplumsal duruş görmediği sürece de böyle devam edecek!
