Aslı Filiz: Önceliğim hep kadınlar olacak!



Aslı Filiz’in üçüncü kişisel sergisi ‘Yaşayan Kadınlar’ 15 Aralık’ta Hamburg Altona’da, Neues Amt’ta açıldı. Onunla sergisine, sergide yer alan tabloların mesajlarına dair konuştuk.


Oya Açan

Kadınların, hayatı örgütleyen zenginliğinin sanat yoluyla dile gelişi her zaman göz kamaştırıcıdır. Beceri ve yaratıcılık kadın duyarlılığıyla birleşince sarsıcı, çarpıcı sonuçlar çıkar.

Önünden geçip geçip gittiğimiz, baksak bile yeterince derinlemesine görmediğimiz, hayatın hay huyu içinde çok da durup düşünmediğimiz çizgiler, onların fırçasından, kaleminden, sesinden bambaşka bir anlama bürünür.

Aslı Filiz’in tabloları işte bu türden. O daha çok kadınları, direnen, boyun eğmeyen kadınları işliyor tablolarında. Bitkisiyle, ağacıyla, diğer canlılarıyla doğa eşlik ediyor kadınlara, kucaklıyor ve anlam katıyor var oluşlarına.

Onun tablolarındaki kadınlar Kürt halkının yaşadığı tarihsel acıların yarattığı direncin simgesi. Renkler bu direncin çiçeklenmiş hali ve kadınların dünyayı kuşatan isyanının sözcüsü gibi… Kadınlar, bütün canlılıkları ve dirilikleriyle, dur durak bilmez bir varoluş ve mücadele içinde biçimlenen yaşamlarıyla tarihten, bugünden ve gelecekten sesleniyorlar.

Aslı Filiz’in üçüncü kişisel sergisi ‘Yaşayan Kadınlar’ 15 Aralık’ta Hamburg Altona’da, Neues Amt’ta açıldı. Onunla sergisine, sergide yer alan tabloların mesajlarına dair konuştuk: 

“Fikrimiz ve bedenimiz katledildiği sürece önceliğim de hep kadınlar olacak” diyorsun. 3. kişisel serginin teması neydi?

Aslı Filiz: Evet, önceliğim çoğunlukla kadın teması çünkü başka bir konuyu çalışma lüksüm yok diye düşünüyorum. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde kadınlar zulüm görüyor ve katlediliyor hâlâ. Bu sebepten önceliğim kadınlar. Ben de isterdim Van Gogh gibi çiçekler çizmeyi ya da güneş ışıklarının yarattığı gölge ışık oyununu gözlemleyip resimler yapmayı. Bizim ülkemizde çiçek de çok güneş de bol fakat katliamlar varken çiçekleri ve güneşi çizemiyorum.

Sergimin ismi “Yaşayan Kadınlar”. Erkek egemen sistem kadının fikrini ve bedenini katlediyor. Katledilen bu kadınların ellerinden düşen bayraklarını biz taşımaya devam edersek ve fikirlerini, isimlerini seslenirsek katledilen kadınları yaşatmış oluruz.

Sergimdeki performansımın teması ise kadın üzerindeki toplumsal baskıyı vurgulamaktı.

Bir kadının toplumsal baskı ile savaşını ve bu savaş içindeki zorlu mücadelesini ve sonra da bu çabanın sonunda kadının zaferini anlattığım bir performans içeriği vardı. Geniş bir program hazırladım. Açılışta Tara Jaff* ile mini konserin olması benim için kıymetliydi. Çeşitli yazar arkadaşlarımla kitap okumaları ve yine mini konserler ile devam etti. Çocuklarla sergimi gezdikten sonra çizimler yaptık bu eğlenceliydi. Ayrıca siyasi tutuklu arkadaşlarımıza yollamaları için sergimde tüm çalışmalarımın kartpostallarını bastırdım. İnsanlar bu kartpostallarımı çok sevdi ve satın aldılar. Buradan elde ettiğim geliri Rojava Kadın Köyü’ne yolladım. Ufak da olsa bu kadın köyüne bir desteğim olsun istedim. Genel olarak sergime katılım çok memnun etti beni, aldığım yorumlar çok önemliyi benim için.

Mesela, Alman bir misafirim “Bu hikayelerin çoğunu az çok biliyoruz ve çokça sergilere gittim fakat sizin tekniğiniz klasiğin dışında ve renkli buna rağmen bu katliamları çok iyi yansıtmışsınız ve çok iyi hissettim” dedi. Bu, ne yaptığımın özeti oldu, benim için önemliydi.

Bir başka Türkiyeli kadın ziyaretçim ise şöyle dedi. “Biz sizin katliamlarınızı bilmeden büyüdük. Sizin bu çalışmalarınız ile yaşadığınız katliamları öğrendik, lütfen bu çalışmalarınızı devam ettirin bu katliamları öğrenelim ve size destek olalım, sizinle birlikte bu yolda yürüyelim” dedi.

Ve yine bir başka kadın ziyaretçim‚ “Siz sanatçısınız ve Rojava çalışmanızda silah çizmiş olmanızı biraz garip buldum ve eleştirel baktım” dedi. Şöyle yanıtlamayı doğru buldum: “Ben antimilitarist bir kadınım ama bazen varlığını devam ettirebilmen için silahlı mücadele şart olur, eğer Rojava’da silahlı mücadele olmasaydı kadınlar bu devrimi gerçekleştiremezdi. Ben gerçekliği saklayamam ve reddedemem. Varlığını sürdürmek istiyorsan bazen silahlı mücadele şart olur.

Sergi afişinde Jîna Amînî’nin resmi ve “Jîn Jiyan Azadî” sloganı kullanılmıştı. Manşette kullandığımız fotoğrafta da görülüyor, tabloda iki parçadan oluşan uzun kumaş bir yerde birleşiyor. Serginin belki de en çarpıcı eserlerinden biri olan bu tabloda tam olarak ne anlatmak istedin?

Aslı Filiz: Jîna Mahsa Amînî ve “Jîn Jiyan Azadî” bizim topraklarımızın ismi ve sloganı. Amini’nin katledilmesi dünya kadınlarının yolunu birleştirdi ve dünya kadınlarının sloganı oldu. Ben de sloganımıza sahip çıkmak adına afişimde kullandım.

Resimdeki uzun kumaş dünya kadınlarının birleştiği yolu temsil ediyor. Jîna maalesef katledildi ama biz kadınları birleştirici oldu. Ve saçı yüzünden acımasızca katledilen Jîna için saçlarımı kesip tablodaki Jîna’ya armağan ettim. İran’daki kadınların devrim yolundaki mücadelesine küçük de olsa bir katkım olsun istedim. Her sanatçı aynı zamanda savaşa, zulme, adaletsizliğe ve dünyada hüküm süren bütün haksız düzenlere karşı bir savaşçıdır ve sanatı ile bu haksız düzene ses çıkarmalıdır bu da bir savaş biçimidir.

“4 Kadın 4 Toprak” adlı çalışman da dikkatimi çekti. 4 kadın 4 toprak derken dörde bölünmüş Kürdistan’dan söz ediyor olmalısın. Peki buradaki dört kadının özellikleri neler, onları birleştiren ya da farklı kılan yanlar nelerdir?

Aslı Filiz: Evet “4 Kadın 4 toprak” çalışmam ile Kürdistan’dan söz ediyorum. Kürdistan 4 parça ama 4 kadın ile birleşik Kürdistan’ı temsil etmek istedim. Anne kadın, Savaşçı, sanatçı ve genç kadın. Barışı kadınlar getirecek ve birleşik Kürdistan’ı kadınlar kuracak. Rojava’daki kadın köyü bunun küçük bir örneği bence.

Aragon’un müthiş dizelerinden tanıdığımız “Mutlu aşk yoktur” şiiri sana da esin kaynağı olmuş sanırım. Alegori yaparak “Mutlu Kürt Kızı” dediğin tablondaki mesaj nedir? Tabloda görünen kargalar ne anlama geliyor?

Aslı Filiz: “Mutlu aşk yoktur” şiiri kesinlikle çok etkili. Siz söz edince okumak istedim ve okudum. Tabii şöyle de demek mümkün “söylemin yolu birmiş” demek ki.

Gerçek hayatta bizler mutlu Kürt çocukları olamadık, katliamlar gördük ve hâlâ devam eden katliamlar var. Yeni nesil Kürt çocukları da mutlu değil. O zaman resimde mutlu Kürt çocuğu olsun istedim. Ben bunu istesem de resimdeki kargalar benim gördüğüm katliamlara tanık olduğu için “hayır bu resimdeki Mutlu Kürt Kızı da mutlu değil” diyor. Ben alegori yaparak simgesel bağı kullanmayı önemsiyorum. Çünkü anlatımı daha güçlendiriyor ve resime bakan sanatseverlerin gözünde kalıcı oluyor. Mesajımın daha güçlü olacağını düşündüğümden resim çalışmalarımda genelde alegori yapıyorum.

Önümüzdeki dönemde programında neler var?

Aslı Filiz: Ben arzu ediyorum ki resim çalışmalarım başka şehirlerde ve başka ülkelerde de sergilensin, bunun için sergi alanları bakıyorum. Çalışmalarımı ne kadar çok sergilersem bu katliamların sesini o kadar fazla duyurmuş olurum. Öncelikle oğlum Roni ile birlikte 14 Şubat’ta Paris Grand Palais Müzesi’nde düzenlenecek olan uluslararası karma sergide olacağız. Grand Palais’de olmayı önemsiyorum. Oraya ‘Mutlu Kürt Kızı’ çalışmam ile katılmayı doğru buldum, çalışmamın içeriğini anlatıp tanıtacağım için buradaki mesajımı daha geniş bir kitleye duyurmuş olacağım.

Mayıs ayında ise Hamburg/Altona Belediyesi’nin koridorunda 1 aylık halka açık bir resim sergim olacak. Önümüzdeki dönemlerde Berlin ve Köln şehirlerini düşünüyorum, tabii resim sergisi organizasyonu zor ve sergi için yer bulmak da kolay olmuyor. Bu şartlarda araştırıp iletişim kuruyorum. Umuyorum bu sene farklı şehirlerde de sergi açabilme fırsatım olur.

Bu söyleşi için çok teşekkürler.

Aslı Filiz: Ben teşekkür ederim.

(*) Tara Jaff: Kürt müzisyen, farklı yaylı çalgılar denemiş sonuçta arpta karar kılmış, antik müzik ve melodiye çağdaş bir ifade katmıştır.

Ayrıca Kontrol Et

Savaşan Kadınlar Ölümden Korkmaz!

Onlar, kendi seslerinin yankısına değil dokunabilecekleri yeni insanlara ihtiyaç duyarlar. Daha rahat edebilecekleri konfor alanları değil aynı olmak zorunda olmaksızın birlikte hareket edebilecekleri örgütlü alanlar, örgütlü insanlar yaratma peşindedir